The Quills

 

The Quills

 
                                 Black Quill                                         Blue Quill                                            Red Quill
                                 Black Quill                       Blue Quill                       Red Quill

Sunday, December 11, 2011

Sevda dediğin ufak bir kaza

-Bir daha asla aşık olamayacağım.


Ne de büyük bir yalandı. Aradan pek de bir zaman geçmemişti ki kendini yepyeni bir aşkın içinde buldu. Hiç tanımadığı bir şehre, tanımadığı insanların evine, tanımadığı bir adamın yanına, onla sevmeye gidecekti.


-Hayır, bu ben değilim!


Ne yazık ki seviyordu. O bilinmeyen adama kör kütük tutulmuştu. Sonunda tecavüze uğrayabilir ya da öldürülebilirdi. Ama gitmek istiyordu. Vücudunun her bir noktası gitmesi için yalvarıyordu.


-Kimseye söyleyemem.


Arkadaşları öğrenseler, gitmesine engel olabilirlerdi. Söyleyemezdi. Bir haftasonu sessiz sedasız kaçıp gitmeliydi bu şehirden.


-Ya başıma bir şey gelirse?


Ona güveniyordu. Geçirecekleri güzel zamanlara, kurdukları hayallere, tadına bakmadığı dudaklara, sarıp sarmalayacak ellere, güveniyordu.


-Beni sevmeyecek.


Kendisi hakkında hep kötü şeyler anlatmıştı. Neden hala kendisiyle görüşmek istediğine bile anlam veremiyordu. Çirkindi, öfkeliydi, yaralıydı...


-Gidiyorum.


Sadece bir kaç kişiye söyleyip, gitti. Bir gece vakti. Heyecandan eli kolu titrerken. Çirkinliğinden utanarak. Giydiklerinden, saçından, yüzünden, ellerinden utanarak, gitti.


-Aşık oldum.


İşte her şey bu kadardı. Tek bir bakış. Tek bir öpüş. Sıcacık, güçlü kollar. Aşık olmuştu ona, hem de ilk gördüğü anda.


-Şimdi ne yapacağım?


Nasıl flört edilir bile bilmezken gecenin köründe bir adamın koynunda ne yapacaktı ya. Seviştiler, susamışçasına. O kadar.


-Nasıl ayrılırım?


Beraber geçirdikleri 2 gece, 2 gün. Çabuk bitmişti. Ne yapacaklarını şaşırmışlar ve gidemiyorlardı. Bindi otobüse gitti, arkasında onu bırakarak. Canı nasıl da yanıyordu...


-Ya şimdi?


İşte bir tür ilişkileri var artık. Birbirlerinin sesini duymadan yapamadıkları, bol şiirli, bol kavgalı ve eski sevgililerin gölgesiyle kararmış, garipçe bir ilişki.


-Seviyoruz.


Yılların ardından tek önemli şeyin bu olduğunu sonunda anlamıştı ya. Yetiyordu işte.


-Seviyorum....


No comments:

Post a Comment