The Quills

 

The Quills

 
                                 Black Quill                                         Blue Quill                                            Red Quill
                                 Black Quill                       Blue Quill                       Red Quill

Sunday, January 22, 2012

Kucak Dolusu Sevgiler


Ben gittim ya kızlar yazamıyorlar anlaşılan. Asıl ben uzaklaştım ya ben yazamıyorum. Her çok şanslı üniversiteli genç gibi, bana da Avrupa yolları gözüktü. Şu son bir kaç aydır o kadar bok gibi hissediyordum ki sebepsiz yere, bütün exchange yaşamım iğrenç geçecek gibi geliyordu.

2011'in son ayları kadar iğrenç bir dönem görmemiştim sanırım, başıma neredeyse kötü hiç bir şey gelmedi. Yanımda mükemmel insanlar vardı, Black başta olmak üzere, Blue ve diğerleri. Ama bıkmıştım artık. Mutsuzdum. Sürekli depresiftim. Her şey sıkıcıydı. Yeni insanlar bile eskiydi. Hep aynı hikaye üstüne minik değişikliklerdi. Heyecan yoktu.

Sonra diğerleri ilerlemeye başladılar, ben yerimde saydım. Hayatlarını yollarına koydular. Açıldılar, büyüdüler. Ben yerimde saydım. Onlar adına inanılmaz mutlu oldum. Kendime biraz daha kızdım. Biraz daha mutsuz oldum.

Ve sonra gittim. Bir anda, saçma sapan işlerle o kadar meşguldüm ki, gittiğimin artık farklı bir ülkede olduğumun bile farkına varamadım. Adam akıllı özleyeceğimi söyleyemedim insanlara. Onların benim için ne kadar önemli olduğunu.

Yazmak istedim. Kelimeler çıkamadı. Yeni bir yaşama alışma çabaları derken zamanın nasıl geçtiğini bile fark edemedim. Bir iki gün öncesine kadar. Mutluyum lan. Mutluyum diye camı açıp bağıracak kadar mutluyum.

Dağıtmama gerek yok burada, partiden partiye, yataktan yatağa koşmama. Onları evde de yapıyordum. Onlar değil beni mutlu eden. Her şeyden uzak olmak. Sorumluluğum yok. Salak turistim burada.

Beni yavaş yavaş boğan 'arkadaşlarım' yok burada, sürekli üstüme sorumluluklarını yükleyen.

Mutluyum ya, ama mutlu olmaya alışık değilim. Kurcalamam lazım. Eksik bir şeyler var. Bir kısmım, büyük bir kısmımı arkamda kızlarla bırakmışım. Partiler eğlenceli değil, çünkü Black benimle değil. Kaçamak yapmak o kadar da ilgi çekici değil, çünkü Blue yanımda yok. Ve tanımadığınız diğer kızların dolduramadığı boşluklar.

Yine de mutluyum. Çünkü insanlardan uzaklaşınca, her şey o kadar netleşti ki. Kimi seviyorum, kimi sevmiyorum. Kime ihtiyacım var, kim gitmeli.

Bu da böyle bir yazı. Mutluyum.

Genel olarak o kadar depresif bir blog oluşturduk ki, içeriği azıcık mutlu olan bir yazı yazarken garip hissediyorum.

Burayı boş bırakma Blue.

Sizi seviyorum lan!

No comments:

Post a Comment